
Celik
Emekli Admin
“ | Mürselat Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 77. suresidir. 50 ayet, 181 kelime ve 815 harften oluşur. Mekke'de indirilmiştir. Sure ismini ilk ayette geçen ve gönderilenler anlamına gelen mürselat kelimesinden alır. | ,, |
MURSELÂT Suresi (Sure No: 77)
Bismillâhirrahmânirrahîm
- 77/MURSELÂT-1: Vel murselâti urfâ(urfen).
1,2,3,4,5,6,7. Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir.
- 77/MURSELÂT-2: Fel âsıfâti asfâ(asfen).
1,2,3,4,5,6,7. Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir.
- 77/MURSELÂT-3: Vennâşirâti neşren.
1,2,3,4,5,6,7. Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir.
- 77/MURSELÂT-4: Fel fârikâti ferkâ(ferkan).
1,2,3,4,5,6,7. Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir.
- 77/MURSELÂT-5: Fel mulkıyâti zikrâ(zikren).
1,2,3,4,5,6,7. Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir.
- 77/MURSELÂT-6: Uzren ev nuzrâ(nuzren).
1,2,3,4,5,6,7. Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir.
- 77/MURSELÂT-7: İnnemâ tûadûne levâkı’(levâkıun).
1,2,3,4,5,6,7. Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir.
- 77/MURSELÂT-8: Fe izen nucûmu tumiset.
8. Yıldızların ışığı söndürüldüğü zaman,
- 77/MURSELÂT-9: Ve izes semâu furicet.
9. Gök yarıldığı zaman,
- 77/MURSELÂT-10: Ve izel cibâlu nusifet.
10. Dağlar ufalanıp savrulduğu zaman,
- 77/MURSELÂT-11: Ve izer rusulu ukkıtet.
11. Peygamberler için (ümmetlerine şahitlik etmek üzere) vakit belirlendiği zaman (kıyamet gerçekleşir).
- 77/MURSELÂT-12: Li eyyi yevmin uccilet.
12. (Bu) hangi güne ertelenmiştir?
- 77/MURSELÂT-13: Li yevmil fasl(fasli).
13. Hüküm ve ayırım gününe.
- 77/MURSELÂT-14: Ve mâ edrâke mâ yevmul fasl(fasli).
14. Hüküm ve ayırım gününü sen ne bileceksin.
- 77/MURSELÂT-15: Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
15. O gün vay yalanlayanların hâline!
- 77/MURSELÂT-16: E lem nuhlikil evvelîn(evvelîne).
16. Biz öncekileri helâk etmedik mi?
- 77/MURSELÂT-17: Summe nutbiuhumul âhırîn(âhırîne).
17. Sonra arkadan gelenleri de onların peşine takacağız.
- 77/MURSELÂT-18: Kezâlike nef’alu bil mucrimîn(mucrimîne).
18. Biz suçlulara işte böyle yaparız.
- 77/MURSELÂT-19: Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
19. O gün vay yalanlayanların hâline!
- 77/MURSELÂT-20: E lem nahlukkum min mâin mehîn(mehînin).
20. Biz sizi bayağı bir sudan (meniden) yaratmadık mı?
- 77/MURSELÂT-21: Fe cealnâhu fî karârin mekîn(mekînin).
21,22. Sonra onu belli bir süreye kadar sağlam bir yerde (ana rahminde) tuttuk.
- 77/MURSELÂT-22: İlâ kaderin ma’lûm(ma’lûmin).
21,22. Sonra onu belli bir süreye kadar sağlam bir yerde (ana rahminde) tuttuk.
- 77/MURSELÂT-23: Fe kadernâ fe ni’mel kâdirûn(kâdirûne).
23. Sonra da ona ölçülü bir biçim verdik. Biz ne güzel biçim verenleriz!
- 77/MURSELÂT-24: Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
24. O gün vay yalanlayanların hâline!
- 77/MURSELÂT-25: E lem nec’alil arda kifâtâ(kifâten).
25,26. Biz yeryüzünü dirileri de ölüleri de toplayan (bir yurt) yapmadık mı?
- 77/MURSELÂT-26: Ahyâen ve emvâtâ(emvâten).
25,26. Biz yeryüzünü dirileri de ölüleri de toplayan (bir yurt) yapmadık mı?
- 77/MURSELÂT-27: Ve cealnâ fîhâ revâsiye şâmihâtin ve eskaynâkum mâen furâtâ(furâten).
27. Orada sabit yüce dağlar yaratmadık mı, size tatlı bir su içirmedik mi?
- 77/MURSELÂT-28: Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
28. O gün vay yalanlayanların hâline!
- 77/MURSELÂT-29: İntalikû ilâ mâ kuntum bihî tukezzibûn(tukezzibûne).
29. Onlara şöyle denecek: “Yalanlamakta olduğunuz şeye (cehennem azabına) gidin."
- 77/MURSELÂT-30: İntalikû ilâ zıllin zî selâsi şuâb(şuâbin).
30,31. “Üç kola ayrılmış gölgeye gidin ki, o ne gölgelendirir ne de alevden korur."
- 77/MURSELÂT-31: Lâ zalîlin ve lâ yugnî minel leheb(lehebi).
30,31. “Üç kola ayrılmış gölgeye gidin ki, o ne gölgelendirir ne de alevden korur."
- 77/MURSELÂT-32: İnnehâ termî bi şerarin kel kasr(kasri).
32. Şüphesiz cehennem, her biri saray büyüklüğünde kıvılcımlar saçar.
- 77/MURSELÂT-33: Ke ennehu cimâletun sufr(sufrun).
33. Bunlar sanki birer kızıl devedir.
- 77/MURSELÂT-34: Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
34. O gün vay yalanlayanların hâline!
- 77/MURSELÂT-35: Hâzâ yevmu lâ yentıkûn(yentıkûne).
35. Bu, konuşamayacakları gündür.
- 77/MURSELÂT-36: Ve lâ yu’zenu lehum fe ya’tezirûn(ya’tezirûne).
36. Onlara izin de verilmez ki, özür dilesinler.
- 77/MURSELÂT-37: Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
37. O gün vay yalanlayanların hâline!
- 77/MURSELÂT-38: Hâzâ yevmul fasl(fasli), cema’nâkum vel evvelîn(evvelîne).
38. Bu, hüküm ve ayırma günüdür. Sizi ve öncekileri bir araya toplamışızdır.
- 77/MURSELÂT-39: Fe in kâne lekum keydun fe kîdûn(kîdûni).
39. Eğer bir tuzağınız varsa, haydi bana tuzak kurun!
- 77/MURSELÂT-40: Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
40. O gün vay yalanlayanların hâline!
- 77/MURSELÂT-41: İnnel muttekîne fî zılâlin ve uyûn(uyûnin).
41. Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, gölgeler içinde ve pınar başlarındadırlar.
- 77/MURSELÂT-42: Ve fevâkihe mimmâ yeştehûn(yeştehûne).
42. Canlarının çektiği meyveler içerisindedirler.
- 77/MURSELÂT-43: Kulû veşrebû henîen bimâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).
43. Yapmakta olduğunuz şeylere karşılık afiyetle yiyin için."
- 77/MURSELÂT-44: İnnâ kezâlike neczîl muhsinîn(muhsinîne).
44. Şüphesiz biz iyilik yapanları işte böyle mükâfatlandırırız.
- 77/MURSELÂT-45: Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
45. O gün vay yalanlayanların hâline!
- 77/MURSELÂT-46: Kulû ve temetteû kalîlen innekum mucrimûn(mucrimûne).
46. Ey inkâr edenler! (Dünyada) yiyin ve birazcık yararlanın! Şüphesiz sizler suçlularsınız.
- 77/MURSELÂT-47: Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
47. O gün vay yalanlayanların hâline!
- 77/MURSELÂT-48: Ve izâ kîle lehumurkeû lâ yerkeûn(yerkeûne).
48. Onlara, “Rükû edin (namaz kılın)" dendiği zaman rükû etmezler.
- 77/MURSELÂT-49: Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
49. O gün vay yalanlayanların hâline!
- 77/MURSELÂT-50: Fe bi eyyi hadîsin ba’dehu yu’minûn(yu’minûne).
50. Onlar artık ondan (Kur’an’dan) sonra hangi söze inanacaklar?
Diyanet İşleri Meali (Yeni)