
Ugur
Administrator
- Görüntüleme: 22K
- Cevaplar: 3
Tv'de 7 Gün dergisi “Hababam Sınıfı” eserinin yaratıcısı Rıfat Ilgaz ile röportaj yapar. (1986) Konu Hababam Sınıfı'na gelince sınftaki tiplemeler sorulur kendisine. Yazar romanında malzeme olarak kullandığı kişilerin gerçekten yaşadığını sadece isimlerini değiştirdiğini, "Güdük Necmi" karakterinin bizzat kendisi, sınıfın en sivri tipi olan "İnek Şaban" karakterinin ise Kastamonu Muallim Mektebinden Ahmet isimli bir sınıf arkadaşı olduğunu söyler.
Rıfat Ilgaz arkadaşının soyadını hatırlamadığını sadece Safranbolu'da “Öküz Ahmet” adı ile tanındığını söyler. Muhabir sırf İnek Şaban tiplemesine ilham olan bu kişiyi bulmak için Safranbolu’ya gittiğinde emekli öğretmen Ahmet Bey'i tanıyana rastlamıyor. Ne zaman ki lakabını isminin önüne yerleştiriyor, 3 çocuk 6 torun sahibi emekli öğretmen Ahmet Demiralp’i eli ile koymuş gibi buluyor. 41 yıllık emekli öğretmen Ahmet Demiralp o günleri şöyle anlatıyor:
Kaynak: DİPSAHAF PLAK - DİPSAHAF
hababam.webp
Rıfat Ilgaz arkadaşının soyadını hatırlamadığını sadece Safranbolu'da “Öküz Ahmet” adı ile tanındığını söyler. Muhabir sırf İnek Şaban tiplemesine ilham olan bu kişiyi bulmak için Safranbolu’ya gittiğinde emekli öğretmen Ahmet Bey'i tanıyana rastlamıyor. Ne zaman ki lakabını isminin önüne yerleştiriyor, 3 çocuk 6 torun sahibi emekli öğretmen Ahmet Demiralp’i eli ile koymuş gibi buluyor. 41 yıllık emekli öğretmen Ahmet Demiralp o günleri şöyle anlatıyor:
“ | Ben yoksul bir köylü çocuğu idim. Cumhuriyetin ilk yılında Kastamonu Muallim Mektebi'ne girdim.Karşımızda Kastamonu Lisesi vardı. Bu lisenin öğrencileri daima şık ve pırıl pırıl elbiselerle dolaşırdı. Biz parasız ve yatılı olduğumuz için üstümüz başımız dökülürdü. Okul arkadaşlarımın çoğunu şimdi hatırlamıyorum. Hatırladıklarımın da çoğu öldü. Rıfat (Igaz) iki üç yıl önce buraya geldi, kavaklara gittik, rakı içtik ,eskileri andık. Bu lakap bana okuldaki çalışkanlığım ve saflığım yüzünden verilmişti. Okulumuz o yıllarda Rıfat’ın yazdığı gibi değildi pek. Bir kere derslerde çıt çıkaramazdık. Disiplinli bir okuldu. Sadece öğretmenler gittikten sonra yatakhanede birbirimize şakalar yapardık. Hepimizin kilitli özel bir dolabı vardı. Köyden gönderilen yiyecekleri bu dolaba gizlerdik ama arkadaşlar bazen dolabımı gizlice açar, özellikle yaş üzüm geldiğinde yürütürlerdi. Bazıları da gece herkes uyurken üşenmez mutfağa iner, bir bezle tencere diplerindeki karaları sıyırıp yatakhanedekilerin yüzlerini boyardı…..[/I] | ,, |
hababamsnf.webp
Kaynak: DİPSAHAF PLAK - DİPSAHAF
- Sonraki Konu
