* Yönetip yürütmek, sevk etmek.
* Önüne katıp götürmek.
* Uzatmak, ileri doğru itmek.
* Dokundurmak, değdirmek.
* Oturduğu, bulunduğu yer veya ülkeden ceza olarak başka bir yer veya ülkeye göndermek, nefyetmek.
* Bir maddeyi bir yüzey üzerine ince bir tabaka olarak yaymak veya dökmek
* Önüne katıp götürmek.
* Uzatmak, ileri doğru itmek.
* Dokundurmak, değdirmek.
* Oturduğu, bulunduğu yer veya ülkeden ceza olarak başka bir yer veya ülkeye göndermek, nefyetmek.
* Bir maddeyi bir yüzey üzerine ince bir tabaka olarak yaymak veya dökmek