* Bir şeyi dar bir yere zorla sığdırmak, tıkmak.
* Bir nesneyi sıkıca duracak biçimde bir yere koymak, yerleştirmek veya orada tutmak.
* Gevşek veya seyrek olan şeyleri birbirine yaklaştırarak sıkıduruma getirmek.
* Bir şeyin sıkışmasına, kısılmasına, ezilmesine sebep olmak.
* Ansızın, gizlice ve karşısındakinin isteyip istemediğine bakmadan bir şeyi vermek, tutuşturmak.
* Kaçmayacak biçimde çembere almak, kıstırmak.
* Zorlamak.
* Elle sarkıntılık etmek.
* Bir nesneyi sıkıca duracak biçimde bir yere koymak, yerleştirmek veya orada tutmak.
* Gevşek veya seyrek olan şeyleri birbirine yaklaştırarak sıkıduruma getirmek.
* Bir şeyin sıkışmasına, kısılmasına, ezilmesine sebep olmak.
* Ansızın, gizlice ve karşısındakinin isteyip istemediğine bakmadan bir şeyi vermek, tutuşturmak.
* Kaçmayacak biçimde çembere almak, kıstırmak.
* Zorlamak.
* Elle sarkıntılık etmek.