* Bir kimsenin benliği, kendi manevî varlığı, nefis, derun.
* Bir şeyin temel öğesi, künh, zübde.
* Kendi, zat.
* "Kendi" anlamında birleşik kelimeler türetir.
* Bir şeyin en kuvvetli veya kıvamlı bölümü, hulâsa.
* Bitkilerin kök, gövde ve dallarının boydan boya ortasında bulunan, hafif, gevrek ve çoğu yumuşak bölüm.
* Çıbanların içinde ölmüş dokudan oluşan irinle birlikte çıkan parça.
* Kan bağı ile bağlı, üvey olmayan.
* İçine, arılığını, saflığını bozacak hiçbir şey karışmamış olan, saf, arı.
* Dere, çay.
* Sulak, verimli yer.
* Bir şeyin temel öğesi, künh, zübde.
* Kendi, zat.
* "Kendi" anlamında birleşik kelimeler türetir.
* Bir şeyin en kuvvetli veya kıvamlı bölümü, hulâsa.
* Bitkilerin kök, gövde ve dallarının boydan boya ortasında bulunan, hafif, gevrek ve çoğu yumuşak bölüm.
* Çıbanların içinde ölmüş dokudan oluşan irinle birlikte çıkan parça.
* Kan bağı ile bağlı, üvey olmayan.
* İçine, arılığını, saflığını bozacak hiçbir şey karışmamış olan, saf, arı.
* Dere, çay.
* Sulak, verimli yer.