* Bir açıklığı örtmek için, bir şeyi, açık yerin üzerine getirmek.
* (Hava için) Bulutlarla kaplanmak, sıkıntılı bir hâl almak, bir şeyin görünmesine engel olmak.
* Geçişi engellemek.
* Tıkamak, içini doldurmak.
* (Su, elektrik için) Gelişini kesmek.
* Çalışamaz, görev ve iş yapamaz duruma getirmek.
* Üzerinde durmamak, bir şey üzerinde konuşmayı bırakmak.
* Bir yere sokup dışarı çıkmasına engel olmak, hapsetmek.
* Ortalıktan alıp saklamak.
* Karşılamak, denk gelmek.
* (Hava için) Bulutlarla kaplanmak, sıkıntılı bir hâl almak, bir şeyin görünmesine engel olmak.
* Geçişi engellemek.
* Tıkamak, içini doldurmak.
* (Su, elektrik için) Gelişini kesmek.
* Çalışamaz, görev ve iş yapamaz duruma getirmek.
* Üzerinde durmamak, bir şey üzerinde konuşmayı bırakmak.
* Bir yere sokup dışarı çıkmasına engel olmak, hapsetmek.
* Ortalıktan alıp saklamak.
* Karşılamak, denk gelmek.