* Göz yardımıyla bir şeyin varlığını algılamak, seçmek.
* Anlamak, kavramak, sezmek.
* Yanına gidip konuşmak.
* Bir şey hakkında bir yargıya varmak, değerlendirmek.
* Belirli bir zamanın içinde bir olaya tanık olmak, yaşamak izlemek.
* Yapmak, etmek.
* Kendisine yapılmak, bir davranışla karşılaşmak, maruz kalmak.
* Almak.
* Bir şeye erişmek.
* Çok değer vermek.
* Bir işleme uğramak.
* (yer için) Yüzü bir yöne doğru olmak, bakmak.
* Ziyaret etmek.
* Karşılaşmak, rastlaşmak.
* Gözlerin görmediği durumlarda başka duyu organlarıyla algılamak.
* Sahne olmak, geçirmek.
* (olumsuz) Bir işin hiç yapılmadığını belirtir.
* Saymak, herhangi bir şey gibi görmek.
* Gezmek.
* Vermek.
* Karşı oyuncunun yapacağı vuruşu önceden kestirip ona göre durum almak.
* Anlamak, kavramak, sezmek.
* Yanına gidip konuşmak.
* Bir şey hakkında bir yargıya varmak, değerlendirmek.
* Belirli bir zamanın içinde bir olaya tanık olmak, yaşamak izlemek.
* Yapmak, etmek.
* Kendisine yapılmak, bir davranışla karşılaşmak, maruz kalmak.
* Almak.
* Bir şeye erişmek.
* Çok değer vermek.
* Bir işleme uğramak.
* (yer için) Yüzü bir yöne doğru olmak, bakmak.
* Ziyaret etmek.
* Karşılaşmak, rastlaşmak.
* Gözlerin görmediği durumlarda başka duyu organlarıyla algılamak.
* Sahne olmak, geçirmek.
* (olumsuz) Bir işin hiç yapılmadığını belirtir.
* Saymak, herhangi bir şey gibi görmek.
* Gezmek.
* Vermek.
* Karşı oyuncunun yapacağı vuruşu önceden kestirip ona göre durum almak.