* Bir yere yaslanmak, kendini dayamak.
* Kullanılışı uzun sürmek, dayanıklı olmak.
* Zarar görmemek, varlığını korumak, hasar görmemek.
* Birinden, bir şeyden güç almak, güvenmek, istinat etmek.
* Tutunmak, karşı durmak, karşı koymak, mukavemet etmek.
* Bir şeyin üzerinde kurulmuş olmak, istinat etmek.
* Güç bir duruma katlanmak, çekmek, sabretmek, tahammül etmek.
* Varmak, ulaşmak.
* Bütün gücünü kullanarak bir işi yapmak.
* (tükenmeyen işler için) Sonunda birinin veya bir şeyin üzerinde kalmak.
* Hız vermek.
* Yetişmek, yeter olmak.
* Kullanılışı uzun sürmek, dayanıklı olmak.
* Zarar görmemek, varlığını korumak, hasar görmemek.
* Birinden, bir şeyden güç almak, güvenmek, istinat etmek.
* Tutunmak, karşı durmak, karşı koymak, mukavemet etmek.
* Bir şeyin üzerinde kurulmuş olmak, istinat etmek.
* Güç bir duruma katlanmak, çekmek, sabretmek, tahammül etmek.
* Varmak, ulaşmak.
* Bütün gücünü kullanarak bir işi yapmak.
* (tükenmeyen işler için) Sonunda birinin veya bir şeyin üzerinde kalmak.
* Hız vermek.
* Yetişmek, yeter olmak.