* Bir şeyi bir yere dokunur duruma getirmek ve bu durumda bırakmak veya tutmak.
* Bir yerden, bir kimseden yararlanmak, güç almak.
* Hızla, öfke ile veya korkutmak için yaklaştırmak, uzatmak.
* Vakit geçirmeden, bekletmeden vermek.
* (kapı, pencere için) Ardına kadar açmak.
* Kalitesiz, kötü veya çürük bir malı, gizlice iyi olanların arasına katıp müşteriye satmak.
* Varmak, ulaşmak.
* Bir yerden, bir kimseden yararlanmak, güç almak.
* Hızla, öfke ile veya korkutmak için yaklaştırmak, uzatmak.
* Vakit geçirmeden, bekletmeden vermek.
* (kapı, pencere için) Ardına kadar açmak.
* Kalitesiz, kötü veya çürük bir malı, gizlice iyi olanların arasına katıp müşteriye satmak.
* Varmak, ulaşmak.