1. Doğru yoldan sapma, sapkınlık, şaşırma. “(Ey Peygamber) De ki: Kim dalalette ise, çok merhametli olan Allah ona mühlet verir. Nihayet kendilerine vaat olunan şeyi –ya azabı (müminler karşısında yenilgiyi), veya kıyameti- gördükleri zaman, mevki ve makamı daha kötü ve topluluğu daha zayıf olanın kim olduğunu çok geçmeden görecekler.” (Kur’an-ı Kerim 19/75)
2. Bocalama, tereddüt etme. “(Nuh) dedi ki: ‘Ey kavmim! Bende hiçbir dalalet yok ve ancak ben âlemlerin Rabbi tarafından gönderilen bir peygamberim.” (Kur’an-ı Kerim 7/61)
3. Gizleme, kaybolma.
4. Batıl ve hükümsüz olma. “İnkârcılar hidayete karşılık dalaleti satın aldılar da bu yüzden ticaretleri kâr etmedi. Onlar (hiçbir zaman) doğru yolu bulamadılar.” (Kur’an-ı Kerim 2/16)
5. Haktan yüz çevirip batıla yönelme, ilahî buyruklara aykırı davranma. “Dalalette bırakıp da insanı/Yapma arzın en korkulu hayvanı/Unutturma doğruluğu, vicdanı/Bizi sana layık kullar eyle.” (O. S. Orhon)
2. Bocalama, tereddüt etme. “(Nuh) dedi ki: ‘Ey kavmim! Bende hiçbir dalalet yok ve ancak ben âlemlerin Rabbi tarafından gönderilen bir peygamberim.” (Kur’an-ı Kerim 7/61)
3. Gizleme, kaybolma.
4. Batıl ve hükümsüz olma. “İnkârcılar hidayete karşılık dalaleti satın aldılar da bu yüzden ticaretleri kâr etmedi. Onlar (hiçbir zaman) doğru yolu bulamadılar.” (Kur’an-ı Kerim 2/16)
5. Haktan yüz çevirip batıla yönelme, ilahî buyruklara aykırı davranma. “Dalalette bırakıp da insanı/Yapma arzın en korkulu hayvanı/Unutturma doğruluğu, vicdanı/Bizi sana layık kullar eyle.” (O. S. Orhon)