* Toplu durumda bulunan kimse veya şeyleri birbirinden uzaklaştırmak veya ayırmak.
* Belli bir orana göre bölüştürmek, pay etmek, tevzi etmek.
* Bir şeyin veya bir yerin düzenini bozmak.
* Güçlü bir vuruşla büyük bir zarara yol açmak.
* Bir topluluğun varlığına son vermek, feshetmek.
* Kurulu bir düzeni bozmak.
* Etkisini, gücünü azaltmak, gidermek.
* İletmek, ulaştırmak.
* Belli bir orana göre bölüştürmek, pay etmek, tevzi etmek.
* Bir şeyin veya bir yerin düzenini bozmak.
* Güçlü bir vuruşla büyük bir zarara yol açmak.
* Bir topluluğun varlığına son vermek, feshetmek.
* Kurulu bir düzeni bozmak.
* Etkisini, gücünü azaltmak, gidermek.
* İletmek, ulaştırmak.