* Taşa vurulup kıvılcım çıkarılan çelik parçası.
* Çelik, taş, cam, plâstik vb. maddeden yapılmış gaz veya benzinle dolu tutuşturma aleti.
* Tabanca veya tüfeklerde bulunan tetik düzeni.
* Kuruyunca kalın kabuk bağlayan kabarcıklarla beliren ve genellikle yüzde çıkan bir deri hastalığı.
* Vurarak sokup yerleştirmek.
* Çivi ile tutturmak.
* Kazık çakıp hayvan bağlamak.
* Kabul edilmeyecek bir şeyi kurnazlıkla kabul ettirmek.
* Vurmak.
* Bir şeyi başka bir şeye sürtmek, vurmak veya çarpmak.
* Sezinlemek, anlamak, farkına varmak.
* İçki içmek.
* Saplamak.
* Anlamak, bilmek.
* Parıldamak, ışık vermek.
* Çelik, taş, cam, plâstik vb. maddeden yapılmış gaz veya benzinle dolu tutuşturma aleti.
* Tabanca veya tüfeklerde bulunan tetik düzeni.
* Kuruyunca kalın kabuk bağlayan kabarcıklarla beliren ve genellikle yüzde çıkan bir deri hastalığı.
* Vurarak sokup yerleştirmek.
* Çivi ile tutturmak.
* Kazık çakıp hayvan bağlamak.
* Kabul edilmeyecek bir şeyi kurnazlıkla kabul ettirmek.
* Vurmak.
* Bir şeyi başka bir şeye sürtmek, vurmak veya çarpmak.
* Sezinlemek, anlamak, farkına varmak.
* İçki içmek.
* Saplamak.
* Anlamak, bilmek.
* Parıldamak, ışık vermek.