* Beklenmedik bir davranışla yanıltmak.
* Karşısındakinin dikkatsizliğinden, ilgisizliğinden, gereği gibi uyanık olmayışından yararlanarak onun zararına kazanç sağlamak.
* Birine verilen sözü tutmamak, yalan söylemek.
* Bir şeyin görünürdeki durumu, o şeyin niteliği bakımından yanlış bir kanı vermek.
* Ayartmak, kötü yola sürüklemek, baştan çıkarmak, iğfal etmek.
* (karı veya koca) Eşine sadakatsizlik etmek, ihanet etmek.
* Oyalamak, avutmak.
* Karşısındakinin dikkatsizliğinden, ilgisizliğinden, gereği gibi uyanık olmayışından yararlanarak onun zararına kazanç sağlamak.
* Birine verilen sözü tutmamak, yalan söylemek.
* Bir şeyin görünürdeki durumu, o şeyin niteliği bakımından yanlış bir kanı vermek.
* Ayartmak, kötü yola sürüklemek, baştan çıkarmak, iğfal etmek.
* (karı veya koca) Eşine sadakatsizlik etmek, ihanet etmek.
* Oyalamak, avutmak.