Büyük Türkçe Sözlük
* Pazarlarda sergi açan gezginci esnaf.
* Yaralama.
* (bir düşünce, inanç, veya iddia için) Çürütme.
* yaralamak.
* çürütmek.
* Asker.
* Alay beyi.
* Çingene topluluklarının başı.
* Çeribaşı olma durumu.
* Gazete.
* Tutanak, kayıt defteri.
* Süvari kolu.
* Yara.
* Cereme.
* Kafkasya'da yaşayan bir boy veya bu boydan olan kimse.
* Çerkezlere özgü, Çerkezlerle ilgili.
* Peynir yapmak için mayalanan sütün ince dilimler hâlinde sıcak suya atılmasıyla yapılan, taze veya kuru olarak yenen tuzlu bir peynir türü.
* Tavuk, hindi gibi kümes hayvanlarının etinden yapılan ve salçasına dövülmüş ceviz, biber katılarak hazırlanan bir yemek.
* Çerkez dili.
* Çerkez gibi davranma eğilimi.
* Bugünkü Almanya'yı, Bohemya ve Polonya'nın batı bölümünü kapsayan Cermanya'da M.Ö. 3. yüzyıldan 9. yüzyıla kadar oturan halk veya bu halktan...
* Kuzey Avrupa'da konuşulan ve Hint-Avrupa dil ailesi içinde yer alan diller.
* Bina kapıları ile pencerelere takılan ve yaprakları menteşe uzunluğunun yarısı kadar olan, sactan kıvrılarak yapılmış menteşe.
* Cermen dili.
* Kaplıca, ılıca.
* Operatör.
* Önemsiz yaraları iyileştiren kimse.