Büyük Türkçe Sözlük
* Yankesicilik.
* Bütün yanlarını kuşatacak biçimde, fırdolayı.
* Kir, bulaşık, çamur, pislik.
* Ürüne karışmış yabancı madde.
* Çalı çırpı.
* Bozuk, kapalı, yağmurlu hava.
* Çepellemek işi.
* Çepel duruma getirmek, karıştırmak.
* Çepellenmek işi.
* Çepelli duruma gelmek.
* Karışıp bozulmak.
* İçinde sap, taş, toprak gibi yabancı madde bulunan.
* Çepelli olma durumu.
* Çit.
* Ahlâksız, huysuz, geçimsiz kimse.
* Bağ çubuğu, çalı çırpı.
* Sebze bahçesi.
* Zar.
* çitten duvar çevirmek.
* Çeperi olan, çeperle çevrili bulunan.
* Bozuk ipek kozası.
* Ateşli silâhlarla atılmak için hazırlanan her türlü patlayıcı madde.
* Kara, deniz ve hava birliklerinde cephanelik görevlisi veya sorumlusu olan kimse.
* Cephanenin saklanmasına yarar kapalı ve korunmuş yer.
* (yapılarda) Yüz, alnaç.
* Üzerinde savaşın sürdüğü bölge.
* Yan, yön, taraf.
* Belli bir düşünce, istek çevresinde sağlanan beraberlik.
* savaş olmayan bir bölgede, savaşa hazırlanmak ve başlamak.
* hasım durumu takınmak, bir düşünceye karşı olmak, direnmek.
* Savaş alanının gerisinde kalan bölge.