Büyük Türkçe Sözlük
* işini telâşsız ve soğukkanlılıkla görmek.
* iki şey arasındaki ilginin çok uzak olduğunu anlatır.
* Parlak ve koyu kırmızı renk.
* Bu renkte olan.
* Çuha çiçeğigillerden, kalp biçiminde geniş yapraklı, beyaz, pembe, şarap rengi çiçekli bir bitki, buhurumeryem, siklamen (Cyclamen).
* Değerli ağaçlarla ince işler yapma sanatı.
* 30-100 cm yükseklikte, kışın yapraklarını dökmeyen bir ağaççık, yaban mersini (Ruscus aculeatus).
* Tavsatmak işi.
* Tavsamasına sebep olmak, yavaşlatmak, gevşetmek.
* Nitelendirme, niteliklerini söyleme.
* nitelendirmek, niteliklerini söylemek.
* Öğütleme, yol gösterme.
* Bir kimseyi iyi tanıtarak salık verme.
* Bir şeyin, bir kimsenin iyi, işe yarar olduğunu ilgili kişiye söyleme, referans.
* bir şeyin yapılmasını veya yapılmamasını öğütlemek.
* salık vermek.
* Birinin işe uygun olduğunu, işe alınmasını bildirmek amacıyla yazılmış mektup, referans.
* Kayırılması istenen, kayırılan.
* Tavsiye etmek amacıyla yazılan mektup.
* Kayırılmayan.
* Tavlanmamış, tav verilmemiş.
* Sülüngillerden, eti ve yumurtası için üretilen kümes hayvanı(Gallus).
* Bir tür maymuncuk.
* gevezelik etmek, dedikodu yapmak.