Büyük Türkçe Sözlük
* Çalgılı meyhane.
* Taverna işleten kimse.
* İçinde bitki yetiştirilen sobalı camlık, limonluk, sera.
* Yoksulların sığındığı sıcak yer.
* Alıkoyma, geciktirme, tehir.
* işi en uygun duruma getirmek.
* (işvb. için) en uygun şartları yakalamak.
* Durum, davranış, vaziyet, hâl.
* Büyüklenme, yapma davranış.
* belli bir durum veya davranış biçimini benimsemek, vaziyet almak.
* Ödün, ödünleme.
* ödün vermek.
* Ödüncü.
* Ödüncülük.
* At ahırı.
* Bölümlere ayrılmış iki yanlı tahta üzerinde on beşerden otuz pul ve iki zarla iki kişinin karşılıklı oynadığı oyun.
* Bu oyunun...
* tavla oynamak.
* At beslenen tavlaya bakan kimse.
* Tavla oyununa düşkün kimse.
* Tavlamak işi.
* İşlenilecek bir nesneye gereken ısıyı veya nemi sağlamak, tav vermek.
* Yolsuz ve kolay kazanç umudu vererek dolandırmak.
* Kandırıp elde etmek.
* Büyük sıkıntı, üzgü, eziyet.
* Tavlanmak işi.
* Tavlamak işi yapılmak.
* (hayvan) Semirmek, şişmanlamak.