Büyük Türkçe Sözlük
* yumuşamak, kanmak, yola gelmek.
* (toprak) süzülecek duruma gelmek.
* gereği kadar ısıtmak.
* Bir şeyin çevresini dolaşma veya kutsal bir yeri ziyaret etme.
* İslâm dininde hac zamanında Kâbe'nin çevresini dolaşma.
* bir şeyin çevresini dolaşmak.
* hac töresince Kâbe'nin çevresini dolaşmak.
* Tavası yapılmak için aranılan büyük boy et, balık, midye.
* Bir yapının, kapalı bir yerin üst bölümünü oluşturan düz ve yatay yüzey, taban karşıtı.
* Bir şeyi değerlendirmede kabul edilen en yüksek seviye...
* Bkz. tavan arası.
* Bir yapının tavanı ile çatı arasında kalan bölüm.
* Bir mala resmî kuruluşlarca konulan fiyatın en üst sınırı.
* Binalarda veya evlerde tavan kısmında yapılan pencere.
* Tavanı süpürmek için uzun saplı süpürge.
* beklenmeyen bir durum karşısında şaşırıp kalmak.
* Aracılık, ara bulma, aracılık etme.
* aracılık etmek.
* Yerleşme, yurt edinme, yurtlanma.
* yerleşmek, vatan edinmek, yurt edinmek, yurtlanmak.
* Açıklık kazanma, aydınlanma.
* aydınlanmak, açıklık kazanmak, belirli duruma gelmek.
* Birini kandırarak, yüze gülerek aldatan (kimse).
* Tavcı olma durumu.