Büyük Türkçe Sözlük
* bir düşünce veya davranışın doğru olduğunu belirtmek, onamak, uygun bulmak.
* birinin bir düşünce ve davranışı uygun, yerinde bulunmak.
* Tasarlama, bir şeyi sözle veya yazıyla anlatma, göz önünde canlandırma, betimleme.
* Resim.
* ayrıntılarıyla anlatmak, göz önünde canlandırmak.
* resmini yapmak.
* çok güzel (kimse).
* Tasvir niteliğinde olan, tasvirle ilgili, deskriptif.
* Bir dilin belirli bir çağını inceleyen dil bilgisi.
* Türklerin egemen olduğu yerlerde yaşayan Arap veya İranlılara verilen ad.
* Hazar Denizi kıyısında, İran Azerbaycanı sınırında yaşayan, İran...
* Ağza konulan nesnelerin tadını anlamaya yarayan duyu.
* Bkz. dil.
* bir şeyden hoşlanmak, zevk almak.
* Bkz. tat alma duyusu.
* belli bir tada kavuşmak, olgunlaşmak, tatlanmak.
* acı, tatlı, ekşi vb. bir tat kazandırmak.
* hoşa giden bir duruma sebep olmak.
* bıktırmak.
* Tataristan'da, Batı Sibirya'da ve Rusya federasyonu'nun değişik bölgelerinde yaşayan Türk soyundan bir halk ve bu halktan olan kimse.
* Posta...
* Posta görevi yapan tatarların amiri.
* Beceriksiz, başarısız, dikkate alınmayan.
* Posta arabası.
* Haşlanmış kalınca yufka parçalarına yoğurt ve kıyma katılarak, üzerine kızgın yağ gezdirilerek yapılan yemek.
* Unun hafifçe kavrulmasından sonra soğan, domates, patates ve benzeri malzeme ile hazırlanan bir tür çorba.
* Tatar Türkçesi.