Büyük Türkçe Sözlük
* Tasarlamak işi yapılmak.
* Tasarlamak işi veya biçimi.
* (bir şeyi) İstediği gibi kullanma yetkisi, kullanım.
* Para veya herhangi bir şeyi dikkatli kullanma, idareli tüketme.
* Para biriktirme, artırım.
* Maaşgibi kazançlarla Bazı satışlarda devletin borçlanması yolu ile yapılan kesintiye karşılık verilen ve üzerinde faiz kuponları bulunan senet.
* bir malın sahibi olmak
* Parasını ölçülü, dikkatli harcayan.
* Az masraflı.
* "sen karışma, seni ilgilendirmez" anlamında kullanılır.
* Hiç tasası, derdi olmayan, kaygısız.
* Hiçbir şeyi kendine dert edinmeyen.
* dertsiz olmak.
* Tasasız olma durumu.
* Tanrı'nın niteliğini ve evrenin oluşumunu varlık birliği (vahdetivücut) anlayışıyla açıklayan dinî ve felsefî akım, İslâm mistisizmi.
* Tasavvufla ilgili, tasavvufa ait.
* Göz önüne getirme, hayal etme, zihinde bir kişilik kazandırma.
* Tasarım.
* Düşünce, amaç, niyet, maksat, plân.
* zihinde canlandırmak, göz önüne getirmek.
* Taş yontan, satan veya taş ocağından taş çıkaran kimse.
* Mozaik sıvayı taramak için kullanılan dişli çelik kalem.
* Taşı andıran, taş gibi.
* Taşlar ve kayalar üzerinde veya taşlı topraklarda yetişen.
* Taşçı olma durumu.
* Her türlü yapıda kullanılacak taşları kesme, biçimlendirme sanatı.
* Can sıkma, başağrıtma, tedirgin etme.
* Doğrulama.
* Onay, onaylama.