Büyük Türkçe Sözlük
* İğneye geçirilen bir sap iplik.
* olayların veya durumun gelişmesine göre davranmak, uymak.
* suyun çıktığı yer, kaynak.
* en çok yarar sağlanacak yer.
* bir işin asıl yetkililerinin bulunduğu yer.
* suyunca gitmek.
* baştan savma, değersiz, özensiz.
* bir kimseyi sinirlendirmeyecek biçimde davranmak.
* kaynatılan yiyeceğin suyunu ayırmak.
* yemek kaynayıp suyu kalmamak.
* tükenmek.
* bir şeyle ancak çok uzaktan uzağa ilgisi olan şey.
* Süzdürmek işi.
* Süzmek işini yaptırmak.
* Süzgeç, filtre.
* Işığın önüne konulan, ince kumaş veya tülden yarısaydam yayındırıcı.
* Kasnağa gerilmişkumaşa iğne veya tığla yapılan bir tür nakış.
* Sıvıları süzmeye yarayan araç.
* Bir akışkandaki yabancı maddeleri süzüp ayıran alet veya aletlerden oluşan düzenek, filtre.
* Sulama kovasının...
* Ördek, kaz, flâman gibi perde ayaklı kuşları içine alan alt takım.
* Süzgeçlemek işi veya durumu.
* Süzgeçten geçirmek.
* Süzgeci olan.
* Delikli çanak.
* Balıkçı kepçesi.
* Fide sulamak için tenekeden yapılan, ucunda süzgeci olan kap.
* Biraz zayıflamış, güçsüzleşmiş.