Büyük Türkçe Sözlük
* Ağaç veya kemikten yapılan, içine göz sürmesi konulan küçük kap, sürmedan.
* Sürekli ve aşırıçalışmadan doğan yorgunluk
* Sürme ile boyalı olmayan.
* Bkz. gözden sürmeyi çekmek.
* Doğaüstücü.
* Doğaüstücülük.
* Beklenmeyen ve insanışaşırtarak sevindiren veya üzen olay, beklenmedik olay.
* birini, beklenmedik, şaşırtan, sevindiren veya üzen bir olayla karşılaştırmak.
* Osmanlı padişahlarının her yıl Mekke ve Medine'ye gönderdikleri para ve armağanlara verilen ad.
* Osmanlı İmparatorluğunda her yıl recep ayının 12'sinde Hicaz'a gitmek üzere törenle yola çıkarılan ve padişahların armağanlarını taşıyan topluluk.
* Sürre alayınıgideceği yere ulaştırmakla görevlendirilen kişi.
* Gerçek üstücü.
* Gerçek üstü.
* Gerçek üstücülük.
* Bir sayının veya kelimenin yerine geçmek için, üzerine başka bir sayı veya kelime basma işi.
* Savaşa giden ordunun geçeceği yollar çevresindeki köylülerden savaşaraç ve gereçlerini temin etmesi ve rayiç değeri üzerinden yiyecek satın alması.
* boşu boşuna dola şıp vaktini yitirmeyi anlatır.
* Sürtmek işi.
* Açık denizlerde iki gemiyle sürüklenerek kullanılan, iki kollu ve geniştorbalıbalık ağı.
* Bir şeyi bastırarak diğer bir şeyin üzerinden geçirmek.
* Dokundurmak.
* Başıboşdolaşmak, yararsız dolaşmak.