Büyük Türkçe Sözlük
* Genellikle denizlerde bir yere tutunarak koloni durumunda yaşayan, çok hücreli ilkel hayvan.
* Bu hayvanın temizlik işlerinde kullanılan, suyu...
* Sünger alıp satan kimse, süngerci.
* bir şeyi hiç olmamışsaymak, silmek, silip atmak, unutmak.
* Yaprağın alt yüzünde bulunan seyrek hücreli, gözenekli ve az klorofilli özek doku.
* silip atmak, unutmak.
* çok yumuşak.
* Metal ve fil dişi parlatmakta kullanılan, çok gözenekli ve pürüzlü, ağırlığı az, sert bir yanardağfeldspatı.
* Sünger avcılığıyapan kimse.
* Sünger alıp satan kimse.
* Sünger avcılığı.
* Sünger alıp satma işi.
* Vücutları, içten dar ve uzun kanalcıklardan oluşan, dıştan bu kanalcıklara açılan deliklerle kaplı, çoğu kayalara tutunmuş olarak, koloniler...
* Süngerleşmek işi veya durumu.
* Sünger durumuna gelmek.
* Süngerle döşenmiş veya süngerden yapılmış olan.
* Sünger gibi gözenekleri olan, süngere benzeyen.
* Bir büyüğe sunulan armağan.
* Bir tanrıya veya tapınağa yapılan bağış.
* Tüfek namlusunun ucuna takılan küçük kılıç biçiminde delici silâh.
* Mezar başına nişan olarak dikilen sırık.
* Isıtma kazanında kömürün...
* Süngülemek işi.
* Süngü batırmak.
* Süngü ile ateşi karıştırıp külün ızgaradan aşağıdökülmesini sağlamak.
* Süngülenmek işi.
* Süngülemek işi yapılmak.