Büyük Türkçe Sözlük
* Sulu duruma gelmesini sağlamak.
* Su veya başka bir sıvıkatıp karıştırarak yoğunluğunu azaltmak.
* Sulanmak işi.
* Bazı nesnelerin, havanın nemini soğurarak çözünme özelliği.
* Sulu duruma gelmek.
* Suyu çoğalıp yoğunluğu azalma.
* Sulamak işi yapılmak.
* (göz için) Yaşarmak.
* İmrendiğini açığa vurmak.
* Birine karşı...
* akşam olmaya başlamak.
* Yaş, saat gibi kelimelerle birlikte yaklaşık bir zaman bildirir.
* Sulatmak işi.
* Sulamak işini yaptırmak.
* bir kimsenin öz evlâdı olmak.
* Alev, yalım.
* Kükürt.
* Mikroplara karşı etkili olan azotlu ve kükürtlü organik birleşimlerin ortak adı.
* Sülfürik asidin tuzu veya esteri.
* Kinin sulfatına ve genel olarak kinin tuzlarına verilen ad.
* Mantar hastalıklarına karşıbitkilere bakır sülfat, demir sülfat püskürtme veya bitkileri bu maddelere bulama işlemi.
* Bir akümülatörün levhaları üzerinde kurşun sülfat tabakasının oluşması.
* Doğal maden sülfürlerinin hava ve su etkisiyle yavaşyavaşsülfat durumuna dönüşmesi.
* Sülfürlü asit tuzu.
* (şarapçılıkta) Üzüm, elma veya armut şırasınıkükürtdioksitle temizleme yöntemi.
* Kükürdün başka bir elementle yaptığı birleşik.
* Kükürttrioksit ile bunun yerini tutan ve en önemlisi sülfürik asit olan asitler için kullanılır.