Büyük Türkçe Sözlük
* Bir filmi görüntüleriyle eşzamanlı olarak sözlü duruma getirmek.
* Yabancı bir filmin dilini başka bir dile çevirmek.
* Sözlenmek işi veya durumu.
* (evlenecek gençler) Anlaşarak kesin karar vermek.
* Sözleşmek işi.
* Hukukî sonuç doğurmak amacıyla iki veya daha çok kişinin veya kuruluşun karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarıyla...
* Sözleşme şartlarını içeren belge.
* bir sözleşmeyi yazılı olarak belirlemek, mukavele yapmak, kontrat yapmak.
* Herhangi bir iş konusunda birbirine karşılıklısöz vermek.
* Belli bir yerde, belli bir saatte buluşmayı kararlaştırmak.
* Sözleşmeye dayanan, sözleşme yapılmış olan, mukaveleli, kontratlı.
* Sözleşme yapılarak.
* Sözleşmeye dayanmayan, sözleşme yapılmamış olan, mukavelesiz, kontratsız.
* Sözleşme yapılmayarak, sözleşme olmaksızın.
* Sözle, konuşma biçiminde yapılan, yazılı, şifahî karşıtı.
* Herhangi bir konu ile ilgili olarak biri ile sözleşmesi bulunan.
* Evlenmek için...
* Oyuncuların yalnız davranışlarınıdeğil, konu şmalarınıda veren (film).
* Büyük Millet Meclisinde sözlü olarak cevaplandırılması istenen soru.
* Bir dilin bütün veya belli bir çağda kullanılmış kelime ve deyimlerini alfabe sırasına göre alarak tanımlarını yapan, açıklayan veya başka...
* Sözlük bilimine ilişkin bilgiler.
* Sözlük bilimi uzmanı, leksikograf.
* Sözlük yazma ve hazırlama işi, leksikografi.
* Sözlükte madde başı olarak yer alacak anlamlısöz varlığı.
* Herhangi bir bilim dalının söz varlığını içeren sözlük.
* Sözlük yazarı.
* Sözlük yazma veya hazırlama işi, sözlük yazarlığı.