Büyük Türkçe Sözlük
* Şov yapan kimse, gösteri adamı.
* Sergi evi.
* Sövülmek işi.
* Sövmek işine konu olmak.
* Hafif sövme yollu, kaba ve yakışıksız söz.
* aralıksız küfürler sıralamak, uzun uzadıya söverek yermek.
* Sövmek işi veya biçimi.
* Sövüşmek işi.
* Birbirine sövmek.
* Sövüştürmek işi veya durumu.
* Birbirine sövdürmek.
* 1990 öncesi SSCB'de Danışma kurulu, şura, konsey.
* Manzum söz.
* Bir atadan gelen kimselerin topluluğu, sulâle.
* İyi ve üstün nitelikleri bulunan.
* Cins, tür, çeşit.
* Bir ailenin kökenini ve sonraki üyelerini gösteren ağaç biçimindeki çizelge, hayat ağacı, şecere.
* Bkz. asal gazlar.
* Bir insan topluluğunu ulusal, dinsel vb. sebeplerle yok etme, jenosit.
* Türlerin, ortaya çıktıklarızamandan bulunduklarızamana kadar geçirdikleri gelişim evrelerinin tümü, filogenez, birey oluş karşıtı.
* Bütün soy ve hısımlar.
* Fasulyeye benzer bir bitki (Soia hispida).
* Kalıtım, irsiyet, veraset.