Büyük Türkçe Sözlük
* Genellikle şarkı, dans gibi eğlendirici nitelikteki gösteri.
* gösteri yapmak.
* Ressam sehpası.
* Eski Roma'da üç sınıftan ikincisinin üyesi olan yurttaş.
* Orta Çağ Avrupa'sında özel eğitimle yetişmiş, belli ülküler taşıyan, soylu, atlı...
* Şövalye geleneği çerçevesinde yetişen kimse.
* Kaşı kalın ve köşeli bir çeşit yüzük.
* Şövalye gibi, şövalyeye yakışır biçimde.
* Şövalye olma durumu.
* Şövalyenin bağlı olduğu derebeylik kurumu.
* Gereğinden çok yüreklilik, atılganlık gösterme durumu.
* Sövdürmek işi.
* Sövmek işini yaptırmak veya sövmesine yol açmak.
* Kapı ve pencerenin yerleştiği kasa, çerçeve.
* Eşik.
* Avlu kapısının iki yanına konan uzun taşlar.
* Şovenizmden yana olan kimse, görüş vb.
* Büyük sopa.
* Çit yapmakta kullanılan büyük kazık.
* Kendi ulusunu öne çıkararak değişik ırk ve uluslar arasında düşmanlık yaratmayı amaçlayan ve bu yolda kışkırtmada bulunan aşırı akım.
* Şoven olma durumu veya şovence davranış.
* Sövmek için söylenen söz, sövme, küfür.
* Söven, küfreden.
* Sovyetler'de devlet eliyle yönetilen tarım işletmesi.
* Sövmek işi, sövgü, küfretme.
* Bir kimsenin namus, onur ve kişiliğine yapılan her türlü saldırı.
* Onur kırıcı, çoğu basmakalıp kaba sözler söylemek, küfretmek.