Büyük Türkçe Sözlük
* Sondalamacı.
* Sondalamak işi, sondaj.
* Dip tabakaların yapısınısonda kullanarak inceleme ve araştırma.
* Sondalama yapan kimse, sondajcı.
* Sondalamacının işi.
* Suyun derinliğini sonda ile ölçmek.
* Dip katmanların yapısınısonda kullanarak incelemek ve araştırmak.
* Su, maden, petrol vb.araştırmaları...
* Bkz. Sundurmak.
* Söndürmek işi.
* Ateşve ışık için, yanmasına, aydınlatmasına son vemek.
* Hava veya gaz ile şişirilmiş bir şeyin havasını veya gazını boşaltmak.
* Tutku ve...
* Yangın söndürmeye yarayan alet.
* Yangınları söndürmeye yarayan.
* Söndürülmek işi.
* Söndürmek işine konu olmak.
* İki dörtlü ve iki üçlüden oluşan, on dört dizeli bir batışiir türü.
* Sonlamak işi veya durumu.
* Bitirmek, sonuçlandırmak, sona erdirmek, noktalamak.
* Sonu olan, bitimli.
* Sonu olan, sonsuz olmayan.
* Ölçüsü sonlu bir sayıyla ifade edilen büyüklük.
* Sönmek işi.
* Yanmaz, aydınlatmaz, parlamaz olmak, parlaklığını, ışığınıyitirmek.
* Hava veya başka bir gaz ile şişirilmişbir şeyin havasıkaçıp şişkinliği...
* Daha ileri bir zamanda, müteakiben.
* Daha uzak ve ileri bir yerde.
* Makam, sıra, değer ve önemde arkada oluşu bildirir.
* Yoksa, aksi hâlde.
*...
* Konuşulan zamanın ardından gelen zamanda.