Büyük Türkçe Sözlük
* Tutturmak işi veya biçimi.
* Rehin, ipotek.
* Mevcut toplumsal düzeni, düşünceleri ve kurumları değiştirmeden, olduğu gibi korumak isteyen kimse, muhafazakâr.
* Durmalı çıkışlarda...
* Tutuculaşmak işi veya durumu.
* Tutuculuk yapmak.
* Tutucu olma durumu.
* Özellikle siyasal ve toplumsal düzeni olduğu gibi sürdürme görüşü, tutumu, anlayışı, muhafazakârlık.
* Akıcı, rahat konuşamayan.
* Durgun, çekingen, sıkılgan.
* Eski işlevini göremez duruma gelmiş.
* Kısılmış, tutulmuş, kesik.
* Tutuklu.
* Kapalı...
* Tutukluların kapatıldığı yer, tevkifhane.
* Tutuklamak işi, tevkif.
* Kanun yoluyla hürriyeti kısıtlayarak bir yere kapatmak, tevkif etmek.
* Tutuklanmak işi veya biçimi.
* Tutuklanmak işi.
* Tutuklamak işine konu olmak.
* Tutuklatmak işi.
* Tutuklamak işini yaptırmak.
* Kanun yoluyla hürriyetlerinden alıkonularak bir yere kapatılan (kimse), mevkuf.
* Tutuk olma durumu.
* Düzgün işlememe durumu.
* Tutuklu olma durumu, mevkufiyet.
* Tutuklanmadan (yargılanan).
* Tutulmak işi, popülarite.
* Bir gök cisminin, araya başka bir cismin girmesiyle bütününün veya bir bölümünün görünmez olması olayı.