Büyük Türkçe Sözlük
* Sessiz bir biçimde, sessiz olarak.
* Sessizleşmek işi.
* Sessiz duruma gelmek, sessiz olmak.
* hiç söz etmemek, sesi çıkmamak, susmak.
* Sessiz olma durumu.
* Ortalıkta gürültü olmama durumu, sükût.
* Eşsesli, eşadlı, homonim.
* Bkz. sestaş.
* Tavla oyununda atılan zarlardan birinin altı, öbürünün ikili gelmesi.
* Tavla oyununda atılan zarlardan birinin altı, öbürünün üçlü gelmesi.
* Sesleri radyo dalgalarımarifetiyle yayma aleti.
* Önceden özel bir madde üzerine tespit edilmiş sesleri, istenildiğinde tekrar eden alet, fonograf, gramofon.
* Tavla oyununda atılan zarlardan birinin altı, öbürünün birli gelmesi.
* Toprağın kayıp akmasını veya suyun yayılmasını önlemek için yapılan kalın duvar.
* Bulunulan yerden daha yüksekte kalan düzlük.
* Seki.
* Ateşli...
* Sıkarak bağlama, sıkma.
* Klâsik Türk müziğinde bir makamı kendi perdelerinden daha tiz veya pes perdelerde çalma işi.
* suyun akmasını, toprağın kaymasını önlemek için duvar yapmak.
* bir işi, bir davranışı, bir isteği önlemek, engellemek.
* Sevinç, şenlik, neşe.
* Şetareti olan, neşeli, şen, cıvıl cıvıl.
* Uzun tüylü İngiliz köpeği.
* Sövme, sövgü.
* Bir şeyi örtme, gizleme.