Büyük Türkçe Sözlük
* Serpmek işi veya biçimi.
* Serpiştirme işi.
* Azar azar, ince ince yağmak (yağmur veya kar için).
* Gelişigüzel serpmek.
* Serpmek işi.
* Koni biçiminde, ucuna bir sıra kurşun dizilmiş balık ağı.
* Serpilmiş durumda olan.
* Bir şeyi dağılacak biçimde dökmek, saçmak.
* Belli bir yere dağılacak biçimde dökmek.
* Vermek, saçmak.
* Azar azar, ince ince yağmak.
* Serpiştirmek işi veya durumu.
* Serpmek işini yaptırmak.
* Başlık.
* kötü bir kimse ile uğraşmak istenilmediğini veya kaçınıldığını anlatır.
* Çok sefil olan, yoksul.
* Herhangi bir sebeple bilinci ve duyguları zayıflamış olan.
* Düşünmeden hareket eden, ne yaptığının farkında olmayan.
* sersemletmek.
* serseme yakışır biçimde.
* Sersem bir biçimde, sersemliği geçmeden.
* Sersem (bir biçimde).
* Sersemlemek, sersemleşmek durumu.
* Sersem duruma gelmek.
* Sersemletmek işi.
* Sersemlemesine sebep olmak.
* Sersem olma durumu veya sersemce iş.