Büyük Türkçe Sözlük
* Çabuk, çarçabuk.
* Kur'an'daki ayetlerden, Peygamberin sözlerinden çıkarılan, dinî temellere dayanan Müslümanlık kanunları, İslâm hukuku.
* Dinin esaslarını sadece dinî hayatta değil, hukukî, iktisadî ve siyasî düzenlemelerde de geçerli kılmak isteyen kimse.
* Şeriatçı olma durumu, şeriat yanlısı.
* kanunların uygun gördüğü cezaya katlanmak gerekir.
* Kutsal, şerefli.
* Soylu, temiz.
* Büyük Britanya'da kendi bölgesi içinde kralıtemsil eden, yasalara saygı gösterilmesini sağlamakla görevli...
* Bir lâstik silindir ile uygun bir malzemenin şablon maskeye bastırılarak görüntünün bir yüzey üzerine geçirilmesi işlemi.
* Ortak.
* Ortaklık, arkadaşlık.
* Serilmiş, yayılmış.
* rahat bir biçimde yatmak.
* gelişmek.
* rahat bir biçimde yatmak.
* Serilmek işi veya biçimi.
* Serilmek işi.
* Sermek işi yapılmak.
* Uzanmak.
* Genellikle tiyatro eserlerinde girişbölümü.
* (hava için) Az soğuk, ılık ile soğuk arası.
* Hoşa giden, hafif bir soğukluk veren (şey).
* Kolayca öfke, telâşve heyecana kapılmayan, soğuk kanlı.
* Serin kanlı olma durumu, soğuk kanlılık.
* sıcaktan etkilenmeden daha soğuk bir durumda bulundurmak.