Büyük Türkçe Sözlük
* Yağmur çiseleyerek veya hafif yağarak.
* Sepilemek işi, tabaklama.
* Deri, post vb. yi kullanabilecek bir duruma getirmek için değişik, çeşitli işlemlerden geçirmek, uygulamak, sepi yapmak, tabaklamak.
* Sepilenmek işi.
* Sepilemek işi yapılmak, tabaklanmak.
* Sepilenmiş, tabaklanmış(deri, post).
* Hamurdan çok ince açılarak sacda pişirilen ekmek.
* Bkz. sulu sepken.
* Kuşkucu, şüpheci.
* Kanda hastalık yapan bir bakteri bulunmasından ileri gelen her türlü hastalık.
* Kuşkuculuk, şüphecilik.
* Mürekkep balığından alınan koyu siyah boya.
* Bu boya ile yapılan (resim).
* Baş, kafa (bazı birleşik kelimelerde) Başkan, reis.
* Başkan, reis (bazı birleşik kelimelerde).
* Limonluk.
* Kötülük, fenalık.
* sır vermeyen, dürüst ve güvenilir bir kimse olmak.
* Şeriat bakımından.
* Şeriatle ilgili.
* Sebze ve meyvelerin yetiştirildiği ve hava şartlarına karşı korunduğu cam ve naylonla kaplı yer, ser.
* Sera yapan kişi.
* Serada turfanda sebze yetiştiren kimse.
* Sera yapma işi.
* Serada sebze yetiştirme işi.