Büyük Türkçe Sözlük
* Dengesi bozularak düşecek gibi olmak, adımlarını şaşırmak.
* Herhangi bir olay karşısında ne yapacağınışaşıracak kadar sarsılmak.
* Kaplamacılıkta kullanılan ince tahta.
* Fıçı kaburgası.
* Tekir cinsinden bir balık.
* Bir birliğin, ortaklığın veya alacaklılar grubunun haklarını korumakla görevli kimse.
* İşçilerin veya işverenlerin iş, kazanç, toplumsal ve kültürel konular bakımından çıkarlarını korumak ve daha da geliştirmek için aralarında...
* Sendikacılık yapan kimse.
* Sendikada çalışan kimse.
* Aynı meslekte çalışan kimselerin iş, kazanç, toplumsal ve kültürel konular bakımından çıkarlarını korumak, daha da geliştirmek amacıyla birlik...
* Sendika ile ilgili.
* Sendikalaşmak işi veya durumu.
* Sendikalıduruma gelmek.
* Sendikalaştırmak işi.
* Sendika hâlinde teşkilâtlandırmak.
* Sendikası olan veya sendika üyesi olan (işçi, iş yeri).
* Sendikalı olma durumu.
* Sendikacı.
* Sendikacılık.
* Sendikası olmayan veya sendika üyesi olmayan (işçi, iş yeri).
* Sendikasız olma durumu.
* Özel bir bozukluğu belirleyen, bir arada görülen, teşhisi kolaylaştıran bulgu ve belirtilerin tümü.
* Yıl.
* Senegal halkından olan (kimse).