Büyük Türkçe Sözlük
* Yapıştırma işlerinde kullanılan, ince, saydam, bir yüzü yapışkan şerit.
* Zorla alma, kapma.
* Kaldırma, kaçırma, yok etme.
* zorla almak, kapmak.
* kaldırmak, kaçırmak, yok etmek.
* Nitroselüloz ile kâfurdan oluşan, fotoğraf kâğıdı, sinema filmi, bilârdo yuvarlağı, tarak gibi şeylerin yapımında kullanılan plâstik madde.
* Bitkilerde hücre yapısının büyük bir bölümünü oluşturan kâğıt, yapay ipek ve patlayıcı maddelerin yapımında kullanılan bir karbonhidrat (C6H10O5).
* İçinde selüloz bulunan.
* Amerika'da Amazon, Afrika'da Nijer ırmakları gibi Ekvator bölgesindeki büyük suların geçtiği havzalarda bulunan genişve balta girmemiş ormanlara...
* servi.
* Gemi armasında bulunan oynak halat.
* Sel felâketine uğramış, selden zarar görmüş (kimse).
* Zehir, ağı.
* Mum, balmumu.
* Gök, gökyüzü.
* İşitme, duyma.
* Mevlevî dervişlerinin ney, nısfiye gibi çalgılar eşliğinde, kollarını iki yana açıp dönerek yaptıkları âyin.
* Bir aletin, bir aracın veya bir biçimin ana çizgilerini gösteren çizim.
* Bir edebiyat eserinin, bir tasarının plânı.
* Demir yollarında gündüz mekanik olarak kırmızı bir kolla gece kırmızıışıkla işaret veren âlet.
* İki gemi veya gemi ile kıyı istasyonu arasında...
* Orta Anadolu bölgesinde yaygın olan ve müzik eşliğinde oynanan, tören niteliği taşıyan oyun.
* Mevlevî tekkelerinde dervişlerin sema âyini yaptıkları özel bölüm.
* Cömertlik, iyilikseverlik.
* Bir kurala bağlı olmayıp ancak işitmekle öğrenilen (söz).
* Klâsik Türk müziğinde iki basit usulden biri.
* Sekizer hece ölçüsüyle yazılmış olan...
* Halk şairlerinin toplandıkları, sazlısözlü eğlencelerin yapıldığı, semaî, mani ve türkülerin okunduğu kahve.